..::. HOS GELDINIZ ..::.Eskiler Tanır, Yeniler örnek alir, Tanımayanlar ise İbret Alır..www.gumuslukkoyu.de.tl FARKIYLA!!!


..::. HOS GELDINIZ ..::.

Konuk Defterimize bir kac güzel söz yazmayi cok görmeki,
 

 bizde senin icin emek verelim.::. Sevgilerimle mustafa ugur..::.


   
 
  Bazı Tarihi Yerler

TARIHI YERLER


1. PULUR HOYÜGÜ: Çemis Ilçesi'nde bulunan Höyük'te 1968 yilinda yapilan kazilarda Tunç çagina ait kalintilara rastlanmistir.Toplu evlerden meydana gelen Höyük'teki evler tas kerpiç'ten yapilmistir. Dibek ve tas kabartmalara rastlamistir. Islenmemis demir ve krom bulunmus olup I.Ö. 3000 yillarina ait kalintilar oldugu anlasilmistir.

2. YELMANIYE CAMII: Çemisgezek Ilçesindedir.Cami XIV yy'da Timur'a bagli bir Türkmen Beyi olan Taccettin Yalmak tarafindan yapilmistir. Kesme taştan yapilan eser sonradan onarilmistir. Giris kismi geometrik sekillerle islenmis taslardan yapilmistir. Çini ve tas sanatinin beraber kullanilmasiyla yapilan eser , Selçuklular'la Osmanli sanati arasinda bir geçis sanatini yansitir. Camide kemerli sutunlar mevcuttur.

3. YENIKÖY HÖYÜGÜ: Çemisgezek Ilçesindedir. Keban Baraj Gölü altinda kalan LalusagiKöyü yakininda bulunan ve "Gâvur höyük" adiyla bilinen Höyük'tür. Yapilan kazilarda Roma ve Bizans devrine ait kalintilara rastlanmistir. Tunç Çagina ait buluntular yaninda, islenmis bazi madenlere rastlanmistir.

4. IN DELIKLERI: (Dervis Hücreleri): Çemisgezek Ilçesinin batisinda bulunan In delikleri (Dervis Hücreleri) çok sayida, odalardan meydana gelmistir. Odalardan birbirine geçis yeri vardir. Halen tahta bir merdivenle çikilarak In Delikleri gezilmektedir. Oyma sanatina kullanil Tarak odalar yapilmistir.
5. UZUN HASAN TÜRBESI: Çemisgezek Ilçesi'nde merkezin içinde ki bir kayanin üzerindedir. 1572 yilinda iki katli kesme tastan yapilmistir. Kapi ve sütunlari sade bir görünüme sahiptir. Küçük pencereli olan yapi, pramit çati ile örtülüdür.

6. HAMAMI ATIK (Eski Hamam): Çemisgezek Ilçesinde çarsi içinde bulunan yapinin giris bölümünde Türkçe ve Arapça yazilar mevcuttur. XV.yilinda yapilmis olup XVIII.yy'da onarilmistir. Yöreyi elinde bulunduran Akkoyunlu'lar tarafindan yapilmistir. Kesme ve moloz taşla tugla karisimi yapilan hamamin küçük bir giris yeri olup içerde küçük kubbeler halinde bölümler yapilmistir. Üzerindeki Türkçe yazi1762 yilinda onarimi yapan Haci Ali Aga'ya aittir.

7.ÇEMİŞGEZEK KÖPRÜSÜ: İlçeden yaklaşık 3 km. uzakta olup tek kemerden oluşmuştur.1902 yılında

onarılmıştır.Selçuklular dönemine aittir.


8.ULUKALE CAMİİ: Çemişgezek ilçesi'ne bağlı Ulukale Köyünde bulunan cami 1793 yılında Diyarbakır Valisi Yusuf Paşa tarafından yapılmıştır.Camiye sonradan cemaat yeri eklenmiştir.Osmanlı dönemine aittir.

9.MEYDAN ÇEŞMESİ: Çemişgezek Ulukale Köyünde'dir.166.yy'da yapılmış ve çevresine sivri kemerler yerleştirilmiştir.Çeşme,kesme taştan yapılmış ve önünde bir yalak mevcuttur.

10. FERRUH-ŞAD BEY TÜRBESİ: 1551 yılında yöreye hakim olan Ferruh Şad Bey için kesme taştan yapılmıştır.Köyün yakınında olup sekizgen şeklinde olan duvarında al taşlardan bir kuşak yer alır.

11. MAZGİRT KALESİ: Mazgirt İlçesi yakınında bulunan kalenin üst kısmında halen bazı yapılar mevcuttur.Kaleye bir mağaradan gidilir.Mağaranın Önünde taştan yapma merdivenler mevcuttur.Surlar

la çevrili olan kalenin en üst kısmında köşk şeklinde bir yapı ve yeldeğirmeni yaplımıştır. Kale'nin İ.Ö 9 yy'da yöreye hakim olan Urartu'lar döneminde yaplıdığı, Urartu kralı II. Rusasa ait olan ve kalede bulunan yazıdan anlaşımşıtır.

Mazgirt ilçesi sınırları içinde bulunan Mazgirt Kalesi, Kale Köyü Kalesi, Bağin Kalesi ve merkez ilçe sınırları içinde bulunan Anbar Köyü Kalesi yapı olarak benzerlikler arz etmektedir. Bu kalenin tümünde taşlar oyularak evler, sulama kanalları, havuzlar, tüneller ve yeldeğirmenleri yapılmıştır.

Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde bu eserlerin tümünün Urartular'a ait olduğu sonucunu doğurmaktadır.Bağin Kalesi'ne ait olup halen Harput müzesinde bulunan Kitabede bunu doğrulamaktadır. Yöre halkınca bu Kalelerin o dönemde haberleşme ve barınma yeri olarak yapıldığı söylentisi günümüze kadar süregelmiştir.

12. ELTİ HATUN CAMİİ : Mazgirt İlçesi'ndedir. Caminin kuzeyindeki çeşmede bulunan yazıya göre 1250 yılında yapılmıştır. Güneyinde altıgen mihrap çıkıntısı olup caminin giriş kısmı sade bir görünümdedir. Cemaat yerinde iç içe bulunan taç kapı vardır. Yapıdaki pencereler küçük olup bunlar sonradan yapılan onarımda konulmuştur. Cami Selçuklu Sanatını yansıtır. 1957 yılında üzerine yeni bina inşa edilmiştir.

13.ELTİ HATUN TÜRBESİ : Mazgirt İlçe merkezinde bulunan türbe yaklaşık 20 m yükseklikte huni biçiminde yuvarlak bir binadan ibarettir. İçinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın annesi ve küçük kardeşinin türbesi bulunur. Yapı, kesme taşlardan yapılmış olup sağlam bir görünümü vardır. Akkoyunlular dönemine aittir.

14. ÇOBAN BABA TÜRBESİ : Mazgirt İlçe Merkezinin doğu kısmında mezarlık olarak bilinen yerdedir. dikdörtgen şeklinde kesme taşlardan yapılan binanın üzerine koni şeklinde iki çatı yerleştirilmiştir. yanında bir çeşmesi olan türbe yöre halkınca ziyaret olarak bilinir ve ziyarte edilerek kurbanlar kesilir.

15. KALE KÖYÜ KALESİ : Mazgirt'in kale köyünde bulunan kalenin giriş kapısında çivi yazıları bulunur. kalenin altındaki taşlar oyularak bir tünel yapılmıştır. içinde odalar bulunur ayrıca taşlar oyularak harman şeklinde bir meydan yapılmıştır. Kalenin İ.Ö yy. Urartular devrinde n kaldığı sanılmaktadır.

16. BAĞİN KALESİ : Mazgirt İlçesi Dedebağ (BAĞİN) köyü yakınındadır. Giriş kapısında yapılan merdivenle kalenin içine girilir. İçerde taşlar oyularak yapılan büyük bir oda mevcuttur. Kalenin çevresindeki surlar zamanla tahrip edilmiş , çok az bir kalıntı mevcuttur. İ.Ö 9 yy'da yöreye hakim olan Urartular'a aittir. kalede Urartu Kralı Menuas'a ait olan yazıt bulunmuş ve halen harput müzesindedir. 1200 yıllarından sonra Selçuklu Hükümdarı Alâaddin Keykubat döneminde kale Selçukluların hakimiyetine geçmiş olup kale ile ilgili bir de efsane vardır.

17. ANBAR KÖYÜ KALESİ : Merkez İlçeye bağlı Anbar Köyü'nde bulunan kalenin çevresinde iki minare bulunur. Giriş kapısı taşların oyulmasından yapılmış olup iç içe üç odası mevcuttur. kalenin çevresinde sulama kanallarının kalıntıları ve üst kısmında taştan oyulmalarla havuzlar yapılmıştır. kalenin güneybatısında ayrıca taştan oyma bir oda mevcuttur.

18. PERTEK KALESİ : Pertek İlçesi yakınındadır. Keban Baraj Gölü yapılmadan önce Murat Nehrinin kıyısında sivri bir kayannın ucunda bulunan kale bugün etrafı sularla çevrili bir ada görünmündedir. kuzeyinde bulunan kapısından kalenin içine girilir. kalenin içinde bir sarnıç ve bina yıkıntıları mevcuttur. Kalenin çevresinde bulunan çinili odalardan 1071 yılından sonra yöreye hakim olan mengüçoğulları tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. kale Osmanlılar Döneminde Halit Bin Velit tarafından onarılmış ve daha önce kalede bulunann karakuş heykeli kaldırılarak yerine arapça yazılmış bir kitabe konulmuştur.

19. KİLİSELER : pertek ilçesi Til köyünde bulunan Kiliselerden Süryani kilisesi kesme taştan yapılmış olup , Yunan Haçı planındadır. Kilise 21 yy'da yapılmıştır. Aynı yörede buluann Ermeni Kilisesi 18 yy'da yapılmıştır. Yapı kesme ve moloz taş karışımıdır.

20. AŞAĞI (ÇELEBİ ALİ) CAMİ : Pertek İlçesindedir. 1570 yılında yapılmıştır. Kesme ve moloz taştan yapılan caminin tek kubbeli ana mekanından başka üç kubbeli cemaat yeri bulunur. Batısında eyvanlı çeşme , yanında da minare vardır. Yapı iki renkte kesme taştan yapılmıştır. cami eski Pertek'ten yeni Pertek merkezine taşınmıştır.

21. YUKARI (BAY SUNGUR) CAMİİ: Pertek İlçesindedir. Aşağı caminin plaqnında olan cami 1572 yılında yapılmıştır. özenli bir taş işçiliği gözlenir. pencereler sivri kemerle çevrilmiştir. tek kubbeli anan giriş yeri ve üç kubbeli ana cemaat yeri mevcuttur. Son cemaat yeri ve minaresi iki renkli taştan yapılmıştır.

22. SAĞMAN CAMİİ : Pertek İlçesi'ne bağlı Sağman köyü'nde bulunan camii , Çemişgezek yöresine hakim olan Pir Hüseyin Bey'in torunu Salih Bey tarafından 1555 yılında yapılmıştır. Taç kapıdan dörtgen şeklindeki anan mekana girilir. Minareye caminin dışından çıkılır. renkli taşlardan yapılmıştır.

23. SAĞMAN KALESİ : Pertek İlçesi Sağman Köyü'nde sarp bir tepenin üzerinde yapılmıştır. Kule ve sur kalıntılarına günümüzde rastlanır. Kalenin kimler tarafından yapıldığı konusunda her hangi bir kaynağa rastlanmamıştır. . Ancak kaleye ait bir efsane vardır.

24. GELİN MAĞARALARI VE HATUN KÖPRÜSÜ : Pülümür İlçesi'ne varmadan yatılı İlköğretim Bölge Okul yakınlarındadır. oyma taş sanatı ile yapılan mağaralardan merdivenler de yapılmıştır. Aynı yörede Pülümür Çayı üzerinde Hatun Köprüsü olarak bilinen bir körüde mevcuttur. Bu Köprü, Pülümür Çayı'nın en taşkın zamanında bir sürü köprü yıkıldığı halde çok eski bir yapı olmasına rağmen yıkılmamış ve günümüze kadar özelliğini kaybetmemiştir. Bu mağaralar ve köprünün kimler tarafından yapıldığı konusunda kesin bir kaynağa rastlanmamakla beraber Selçuklular döneminden önce yapıldığı sanılmaktadır. 8 oda ve iki penceresi bulunan kaleye su taşımak için çıkış yeri yapılmıştır.

Tunceli'de bulunan tarihi eserlerinn çoğu en eski yerleşim yerleri olan Çemişgezek , Pertek ve Mazgirt İlçelerindedir. Bu eserler genellikle yöreye hakim olan Urartular, Akkoyunlular ve Selçuklular'a aittir. Osmanlı İmparatorlığu döneminde de bazı eserler yapılmış bir kısmı da onarılmıştır. İlin sınırlarında bulunan bu eserler geçmiş dönemde korunmamış, bazen yöre halkı tarafından özellikle kale surları inşaat yapımı için yıktırılmıştır. Turistik değere sahip olan bu eserler korunmalı ve yöre halkına , dışardan gelen turistlere tanıtılarak önemi kavratılmalıdır

 

 

 

 

35 yıl geçti İpi kestiler, o gün hıdrellezdi.

İdam edilişlerinin üzerinden

35 yıl geçti İpi kestiler, o gün

hıdrellezdi

En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de Devrim,

O, onun en güzel yüz metresini koştu

En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak...

 

En hızlısıydı hepimizin,

En önce göğüsledi ipi...

Acıyorsam sana anam avradım olsun,

Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!

Can Yücel

Saat 02.15'de ipi kestiler... Tarih 6 Mayıs 1972 idi. Ankara Merkez Kapalı Cezae-vi'nde Deniz Gezmiş idam edilmiş, sırada Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamları vardı. İnfazlar saat 8.00'de tamamlandıktan sonra idam edilen üç devrimci genç, Ankara Karşıyaka Mezarlığında aralarında üçer mezar arayla toprağa verildi. Yan yana gömülmelerine bile izin verilmemişti!..

Nihat Berham'ın 1976 yılında yazdığı ve 1996 yılına kadar yasaklı olan "Darağacında Üç Fidan" isimli kitabından idam gecesini aktaralım: "Saat 01.25'i gösteriyordu.

Gardiyan, imam ve sivil personel, gelenek gereği saygı duruşuna geçmişti. Avukatların yüzlerini derin bir hüzün doldurmuştu. Denizgili ölüme mahkûm eden 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesinin Başkanı Tuğgeneral Ali Elverdi, elleri arkasında, ağzında sigara Deniz'i seyrediyordu. Ankara savcısı Fazıl Alp, Tevfik Türüng, Sami Uğur, yüksek rütbeli birçok subay, gardiyanlar, sivil görevliler, imam, avukatlar, doktor infazda hazır bulunmuştu. Özellikle imamın aşırı derecede duygulandığı görülüyordu. İnfaz savcısı Sami Uğur, kendince espriler yapıp yine kendi gülüyordu.

Deniz'in göğsüne karar özetini içeren bir beyaz karton astılar. On dakika kadar sonra, görevli doktor, gömleğini sıyırıp nabzına baktı. Deniz'in nabzı çarpıyordu. Beklediler.

On beş dakika sonra nabza tekrar bakıldı. Deniz'in nabzı durmamıştı. Bekliyorlardı. Deniz ipin ucunda bir dal gibi, alaca havada ağır ağır dönüyordu. Sadece başı ve postalları, uzun ince beyazlığın iki ucunda, iki gri noktaydı.

Gemerek'te yakalandığı gün kalbi ve beyni arasında dolaştırdığı ölüm duygusu, onu darağacında, boynunda bulmuştu.

Elli dakika öylece kaldı.

 

02.15'de ipi kestiler."

1947 doğumlu, Erzurum Ilıca Mahallesi, Öznü köyü nüfusunda kayıtlı, İ. Ü. Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi, Cemil oğlu Deniz Gezmiş idam sehpasına çıkıp, ilmiği boynuna geçirerek son sözlerini haykırmıştı: "Yaşasın Türkiye halkının bağımsızlığı, Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi, Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!.."

Deniz'in son sözü henüz bitmemişti ki, cellat birdenbire tabureyi altından çekti. Ancak uzun boyu nedeniyle ayakları masaya çarpıyordu, masayı da çektiler!..

Saat 02.25'i gösterirken Yusuf Aslan sehpaya çıktı. Tabureyi tekmelemeden önce tıpkı Deniz gibi son sözlerini haykırdı: "Ben halkımın bağımsızlığı ve mutluluğu için şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika'nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!.."

02.50'de ipi kestiler... 1947 doğumlu, Yozgat Çekerek ilçesi, Kuşsaray köyü nüfusuna kayıtlı, ODTÜ Fizik Bölümü 2'inci sınıf öğrencisi, Beşir oğlu Yusuf Aslan'ı indirdiler...

Sıra Hüseyin İnan'a gelmişti. Sehpaya çıkan Hüseyin, arkadaşları gibi tabureye çıkmadan son sözlerini söylemek istedi. Saat 3.00'ü gösterirken Hüseyin İnan'ın son sözleri gecenin karanlığında asılı kaldı: "Ben şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımın mutluluğu ve bağımsızlığı için savaştım. Bu bayrağı bu ana kadar, şerefle taşıdım. Bundan sonra bu bayrağı Türkiye halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler, kahrolsun faşizm!.."

1949 doğumlu, Kayseri Sarız ilçesi, Bozhöyük köyü nüfusuna kayıtlı, ODTÜ İdari Bilimler Bölü-mü'nden ayrılma Hıdır oğlu Hüseyin İnan, tabureye çıkarak ilmiği boynuna geçirdi ve tabureyi tekmeledi...

18 Temmuz 1971'de başlayan Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) Davası'nın Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanı Ali Elverdi, 16 Ekim 1974'de Adalet Partisi'ne girerek milletvekili oldu... Süleyman Demirel'in yanında politika yapmaya başlayan, sadece Deniz'lerin idamını sigara içerek seyreden mahkeme başkanı değildi. Aynı mahkemenin savcısı Baki Tuğ'da 1991 seçimlerinde Doğru Yol Partisi'nden milletvekili olacaktı!

BEN THKO KUMANDANI DEĞİL, NEFERİYİM

THKO, n Ocak 1971'de gerçekleştirdiği Ankara İş Bankası Emek Şubesi soygununun ardından 4 Mart 1971'de Balgat Tuslog Tesisleri'nden dört ABD'li eri kaçırdı. Erler serbest bırakıldı...

16 Mart 1971'de Sivas Şarkışla'da Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan yakalandılar. Hüseyin İnan ise 23 Mart 1971'de Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde yakalandı. Deniz Gezmiş, yakalandıktan sonra İçişleri Bakanı Haldun Menteşoğlu ile basının önüne çıkarıldı. Doğan Özgüden'in çıkardığı Ant Sosyalist Teori ve Eylem Dergisi'nin Nisan 1971 tarihli sayısından o günü okuyalım: "Bütün kolluk kuvvetlerinin 65 gün süreyle Ankara'da arayıp bulamadıkları Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 16 Mart'ta Şarkışla'da yakalanmışlardır. Yusuf Aslan çatışma sırasında yaralanmıştır. 'THKO'nun diğer savaşçılarından Hüseyin İnan'ın da dergimizin basıldığı sırada yakalandığı öğrenilmiştir.

Sansasyon peşindeki burjuva gazeteleri, yakalandıktan sonra Deniz Gezmiş'e atfen çeşitli beyanlar yayınlamışlar, iddialar ortaya atmışlardır. Fakat kapalı odalarda sorguya çekilen ve şimdilik tekzibi mümkün olmayan beyanlar ve iddialar ihtiyatla karşılanmalıdır. Gerçekliği kabul edilebilecek beyanlar sadece 'THKO'nun yukarıda özetlediğimiz bildirisi ve yakalandıktan sonra İçişleri Bakanlığı'nda Deniz Gezmiş'in birçok gazetecinin önünde Haldun Menteşeoğlu ile yaptığı konuşmadır:

 

M - İşte bu pejmürde kılıklı adam, THKO'nun kumandanı imiş, iyi bakın kılığına, kıya/etine, suratına...

G - Ben THKO kumandanı değil, neferiyim.

M - Sen kahraman mısın?

G - Siz de kahraman oldurunuz için istifa ettiniz değil mi? Siz Demirel'in neferisiniz, ben THKO'nun...

M - Nereye gidiyordunuz?"

G-Devrime...

M - (Menteşeoğlu eliyle duvardaki haritada Sivas'ı işaret ederek) Devrim o tarajta mı?

G - Devrimin o tarajî, bu tara/ı yoktur, her tarajtan gelir."

16 Temmuz 1971'de başlayan THKO Dava-sı'nda, TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, Deniz Gezmiş ve arkadaşları 9 Ekim 1971'de idam cezasına çarptırılır.

Deniz'lerin idamları 24 Nisan 1972'de TBMM'de oylanır. 276 milletvekilinin "Evet", 48 milletvekilinin de "Hayır" oyu verdiği oylamada iki çekimser oy çıkar. Necmettin Erbakan, Osman Bölükbaşı, Hüdai Oral, Mustafa Timisi'nin de aralarında bulunduğu 115 milletvekili ise oylamaya katılmamıştır. "Hayır" oyu verenler arasında; İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Mehmet Ali Aybar, Muammer Erten, Necdet Uğur gibi isimler bulunmaktadır. Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, İsmet Sezgin, Nahit Menteşe, Hasan Korkmaz-can, Necmettin Cevheri "Evet" oyu kullanan 276 milletvekili arasındaydılar. Ertesi gün gazeteler, oylamada Süleyman Demirel'in kolunu kaldırırken bir yandan da grubundaki milletvekillerinin oylarını kontrol ettiğini yazacaktı...

Deniz'lerin idamını durdurmak için yapılan bütün başvurular, dilekçeler, imza kampanyaları bir sonuç vermez. İdamları engellemek için Ünye Radar Üssü'nde görevli üç İngiliz teknisyeni kaçıran Mahir Cayan ve arkadaşları da başarılı olamaz. 30 Mart 1972'de Kızıldere'de on devrimci öldürülür. THY'nin Boğaziçi uçağı 2 Mayıs 1972'de, idamları engellemek için Bulgaristan'a kaçırılır. 4 Mayıs 1972'de Tandarma Genel Komutanı Kema-lettin Eken'e saldırı girişimi de başarısızlıkla sonuçlanır. İdamları engellemek mümkün olamaz...

Saat 02.15'de ipi kestiler... İlk idam edilen Deniz Gezmiş'ti. O gün hıdrellezdi...

 

 

sevdam
 

..::. HOS GELDINIZ ..::.Eskiler Tanır, Yeniler örnek alir, Tanımayanlar ise İbret Alır..www.gumuslukkoyu.de.tl FARKIYLA!!!


Takvim & SaaT
 

Alevi Haberleri